Psikoterapi sanıldığı gibi; danışan için huzur bulduğu, rahatladığı ve aramakta olduğu çözüme kavuştuğu bir çalışma alanı sunmamaktadır. Sanıldığının aksine; kişinin kendisini ve ilişkilerini sorguladığı, hatalarını ve eksiklerini fark ettiği, mevcut potansiyelinin ve bu potansiyeli ne şekilde geliştirebileceği üzerine düşündüğü, bazen zorlayan ve düşündüren bir süreçtir. Bu sebeple psikoterapiye başlama kararı pek çok kişi için ertelenen, yok sayılan ya da ‘ben sorunlu değilim, deli miyim’ şeklinde olumsuz atıflarla reddedilen bir süreçtir. Tüm bunlara rağmen iyi bir eşlikle beraber psikoterapi süreci kişiyi geliştiren, büyüten, kişinin beden, duygu ve düşüncelerinin kendi içerisinde bütünlüğünü ve uyumunu sağlayan yani bütünleştiren, sorumluluk aldıran ve yeni yollar keşfettiren bir çalışma alanıdır. Bu çalışmanın içerisinde; işe yaramayan kişilik özelliklerinin, tutum ve davranışların keşfedilmesi, yerine kişiyi ihtiyacını karşılamasına aracılık edecek yeni seçeneklerin, yeni yolların bulunması, kullanılması ya da tüm bu durumların eksiği ve hatasıyla kabul edilmesi yer alır. Kişi bu yolla kendini tanımaya, hayatı yeniden keşfetmeye ve ilişkilerini düzenlemeye doğru yol alır. Yeniden doğmanın acı veren etkisi, yerini yavaş yavaş canlılığa ve tazeliğe bırakırken terapinin anlamı tam olarak ortaya çıkmış olur.
Telif Hakkı © 2024 Figen Alpay - Tüm Hakları Saklıdır.